Bu aralar herkes Bülent Ersoy’un servetini konuşuyor. Detayları ilk nerede yer aldı bilmiyorum ama “Diva’nın mal beyanı” sosyal medyada en çok paylaşılan konular arasında yer alıyor.
Liste gerçekten de fakirin ağzını yoracak cinsten:İstanbul’da 28 daire ve ultra lüks 4 villa.
Muğla Bodrum, Antalya ve Marmaris’te villalar.
İstanbul Fenerbahçe’de sauna.
Antalya Fethiye’de benzin istasyonu.
30 metrelik lüks yat.
Kiraya verdiği vinç ve dozerler.
Bunlara banka hesapları, yurtdışındaki taşınmazlar ve Ersoy’un gece yarıları kuyumcu açtırarak satın aldığı göz ve akıl alıcı mücevherleri dahil değil tabii.
Gözümüz mü var? Asla!.. Allah ziyade etsin. Benim gazeteciliğe başladığım 80’li yılların başından beri, 45-50 yıldır Bülent Ersoy çalışıyor. Sahne alıyor, konser veriyor, plak, kaset, CD çıkartıyor, film çeviriyor, televizyon programı yapıyor. Onun malı mülkü olmayacak da kimin olacak? Adım gibi eminim ki; devletine saygılı, milletini başı üzerinde tutan, hak, hukuk tanıyan Bülent Ersoy, vergisini de kuruşu kuruşuna ödüyordur.
Daha önce yazmıştım. Bizler, yani gazete yazarları ve yazı işleri sorumluları, birinci derece akrabalarımızla birlikte 5 yılda bir devlete mal beyanı vermek zorundayız. Hatta bu nedenle devlet nazarında “potansiyel hırsız” olarak görülmekten yana kendimi rahatsız hissettiğim de çok olmuştur.
Peki ya milyon dolarların döndüğü şov dünyasında; şarkıcısından oyuncusuna, sunucusundan sosyal medya fenomenine kadar ömürleri “para mıncıklamakla” geçenler niye periyodik mal beyanında bulunmaz? Bunun bir cevabı var mı?
Ya vergi denetimi? Eminim şov dünyasında şöyle eni konu bir vergi denetimi yapılsa, hayranları pek çoğunu defterden siler. Öyle ya, mahkemeye 10 milyonluk otomobille gelip “Aylık gelirim 50 bin lira” diyenleri görmedik mi? Peki AK Parti iktidarı öncesinde genelev patroniçesi Matild Manukyan’ın yıllarca vergi rekortmeni olmasından utanç duymayanlar şimdi kendiliklerinden mal ve gelir beyanında bulunur mu?
Hiç sanmam…
Mizansen kokan hareket
Şampiyonlar Ligi çeyrek finalinde TRT Spor’un yayınladığı Bayern Münih – Inter maçında televizyonculuk açısından bana göre son derece “şaibeli” bir görüntü ekrana yansıdı. Harry Kane’in kaçırdığı gol pozisyonunu izleyen Bayern taraftarı bir kadın öyle heyecanlandı ki, elindeki içecek kutusunu sıkınca yüzü gözü sırılsıklam oldu.
Kanımca bu görüntü, maçtan önce kameraman ile o kadın arasında planlanmış bir mizansendi. Aksi halde bu görüntünün yakın çekimde portre planıyla anında ekrana yansıtılmasına imkan ihtimal yoktu. Ne yani? İçine doğmuş gibi pozisyonu bırakıp tribündeki sıradan bir kadını zoom’layacak ve onun bu hareketi yapmasını bekleyeceksin, öyle mi? Baştan sona şüpheli…
Ama eğer ben yanılıyorsam ve görüntü doğal ise o kameraman “Yılın Spor Görüntüsü” ödülünü çoktan hak etti.
Gaf’let kürsüsü
“Çocuğum tutuklandı” diye milleti sokağa çağıran FETÖ’cü kadının CHP Ataşehir Belediyesi’nde kadrolu olarak çalıştığı ve tutuklanan bir oğlu olmadığı ortaya çıktı.
Zap’tiye
İzmir’i kazarlar, milleti elektrik çarpar. İstanbul’u kazarlar doğal gaz patlar. Gel de bu “kazmalara” memleketin yönetimini teslim et!
Ne demiş?
Ekrem İmamoğlu’nun “Bana bakan Atatürk’ü görür” paylaşımının altına Furkan Bölükbaş şöyle yazdı: “Eskiden bir kabahat işlediklerinde kurtulmak için Atatürk süveteri giyerlerdi. Bu, direkt Atatürk olmaya karar vermiş. Suç o kadar büyük demek ki…”
Haber Kaynak : SABAH.COM.TR
“Yayınlanan tüm haber ve diğer içerikler ile ilgili olarak yasal bildirimlerinizi bize iletişim sayfası üzerinden iletiniz. En kısa süre içerisinde bildirimlerinize geri dönüş sağlanılacaktır.”
GÜNDEM
16 Nisan 2025SPOR
16 Nisan 2025GÜNDEM
16 Nisan 2025SPOR
16 Nisan 2025SPOR
16 Nisan 2025GÜNDEM
16 Nisan 2025GÜNDEM
16 Nisan 2025